Kaygı: Çocuğunuzun Sessiz Çığlığı

Kaygı, çocuklarda genellikle dışa vurulmayan ama içten içe derin izler bırakan bir duygu durumudur. Bazen bu kaygı, inatçılık, kaçınma ya da dinlemiyormuş gibi görünen davranışlarla kendini gösterebilir. Ancak gerçekte, bu davranışlar çocuğunuzun iç dünyasında yaşadığı derin bir mücadelenin yansıması olabilir.

Kaygı Beyni Nasıl Etkiler?

Bir çocuk kaygılandığında, vücudu anında kendini koruma moduna geçer. Bu durum, beyin fonksiyonlarını önemli ölçüde etkiler. "Düşünme" olarak adlandırdığımız beyin bölgelerine olan kan akışı azalır, hafıza merkezleri ve işitme duyusu daha az aktif hale gelir. Çocuğun bedeni tamamen hayatta kalmaya odaklanır. Bu süreçte, kan basıncını yükselten ve kalp atışını hızlandıran kimyasallar vücuda yayılır. Bu durum, çocuğun kendini bunalmış hissetmesine ve “düşünme” yeteneğinin zorlaşmasına neden olur.

Kaygı Anında Ne Yapmalı?

Bir çocuk kaygılandığında, ondan yanıt almak veya belirli bir tepki beklemek zordur. Çocuğunuzun kendini daha güvende hissetmesi ve kaygısıyla başa çıkabilmesi için ona bir alan tanımak önemlidir. Örneğin, eğer bir öğrenciniz yoğun kaygı yaşıyorsa, yalnızca el kaldırdığında ona söz vermek, kendini daha hazırlıklı hissetmesine ve daha iyi düzenlenmesine yardımcı olabilir. Bu küçük ama etkili adımlar, çocuğunuzun kaygı anlarında sakinleşmesine büyük katkı sağlayabilir.

Düzensizlik ve Düzenleme: Neden Önemlidir?

Kaygı durumunda olan bir çocuk, genellikle düzensiz bir haldedir. Bu, onun düşünme, konuşma, hatırlama veya çevreye tepki verme becerilerini olumsuz etkiler. Bu nedenle, bu gibi anlarda çocuğunuzla birlikte düzenleme (co-regulation) stratejileri uygulamak, onun sakinleşmesine yardımcı olabilir ve kriz yaşama olasılığını azaltabilir.

Bu süreçte, çocuğunuzun sinir sistemini düzenlemesine destek olmak, sadece o anı daha kolay atlatmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda uzun vadede kaygı yönetim becerilerini geliştirir.

Sonuç

Çocuğunuzun kaygı anlarında, onun davranışlarını anlamak ve bu anları birlikte aşmak çok önemlidir. Onun kaygısını kabul etmek ve bu durumu yönetmesi için uygun stratejiler geliştirmek, hem çocuğunuzun duygusal gelişimi hem de genel ruh sağlığı açısından hayati önem taşır.

Düzensiz sinir sistemi, dürtüsellik, saldırganlık, hiperaktivite, kaygı, izolasyon ve duygu düzenleme konularında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, uzmanlardan destek almak ve güvenilir kaynaklardan yararlanmak önemlidir.